Salı, Mart 29, 2011

Kitap: Sayfa 6


            Bu kucuk kagit parcasi, kac aydir cuzdanimda durmaktan iyice burusmustu. Sanki yillardir orada duruyormuscasina, uzerine doktugum kahvenin de etkisiyle olacak ki renk bile degistirmeye baslamisti. Halbuki, tas catalsa alti ay olmustu Ataol Behramoglu ile tanisma firsati yakalayip, uzerinde siirinden bir bolum yer alan o kagit parcasini cuzdanima koymam. Gelecegimle ilgili bir seyler yapma ve ayni zamanda, ozel hayatimda olanlari hayatimin diger bolumlerine karistirmama cabasindayken karsilasmistim Ataol Behramoglu’yla. Ve o sirada karar vermistim bu siirinin o dizelerinin beni ben olmaktan uzaklastirmayacagina. Iste o nedenle, ogle yemegimi yedigim Sisli’nin bir daha belki de hic bir zaman bir daha gitmeyecegim ara sokaklarindan birindeki lokantanin fisinin arka kismina siirin su dizelerini not almistim:

Bir ani bile kalmamistir
Geceler boyu sevismelerden;
Binlerce yil uzaklardadir
Binlerce kez dokundugun ten;
Yazabilecegin siirler
Coktan yazilip bitmistir;
Olumdur yasanan tek basına,
Ask iki kisiliktir.”

            Bu siirden kendime yazdigim senaryoya gore, yasadiklarimin agirligini ve kalbimde biraktigi cevapsiz sorulari, Hakan’la Hakan olmadan yasamaya calistigim seyin ask olmadigina inanarak uzerimden atabilirdim. Ne de olsa, aski tek basima yasayamazdim ve Hakan artik gercekten benim hayatimda yoktu. O, coktan baska hayatlara misafir olmustu.
            Iste o cikolatanin uzerinde duran kagit parcasi, cuzdanima boyle girmisti ve bu ana kadar durdugu yerden cikarilmamisti. Ben, gercekleri ne kadar bilsem de,  hic mi hic istememistim kendime yasattigim seyin aslinda ask degil olum olduguna inanmayi. Ben istemedikce de, o kagit parcasi diger yaptigim alisveris fislerinin arasinda oyle kalivermisti, sanki siradanmis gibi. O mutsuzluguma son verecek dizeleri bana orada biraktiran, beynimin kendi kendine gelistirdigi, bildigini ve kabullendigini reddetme duygusuydu. O duygu da, bilincaltimda kirintilari olan baska bir siirlerden guc aliyordu. Nazim Hikmet’in Tahir ile Zuhresi sanki yatagimdaki bos kalan cikolata kutusunun diger yanindaydi. Dizustu bilgisayarimda hemen siiri actim ve kendime siiri fisildamaya basladim: “Tahir olmak da ayip degil, Zuhre olmak da...” Ve ben, butun gunun uzerimde biraktigi psikolojik yorgunlukla  daha fazla savasamadim. Siire Hakan’in devam etmesine izin verdim.
 









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder